Kronik hastalıklar ve egzersiz

     
 

Egzersizin vücutta neden olduğu metabolik, hormonal, vasküler ve yapısal gelişmeler, birçok kronik hastalıktan korunmada ve bunların tedavisinde yarar sağlamaktadır.

 
                   
    Obezite        
     Diyabet (Şeker hastalığı)        
     Osteoporoz        
     Hipertansiyon        
     Koroner kalp hastalığı        
   

Astım

       
   

Depresyon ve anksiyete

       
   

Kronik stres

       
   

Kronik yorgunluk sendromu

       
                   
           
  Obezite  
 

Enerji dengesindeki bozulmanın dışında genetik, çevresel ve davranışsal komponentleri olan kronik bir hastalık olarak kabul edilen obezite, birçok hastalıkta rol oynayan önemli bir risk faktörüdür. Düzenli, uygun egzersiz ve diyet kombinasyonuyla yağ hücrelerinin çapının küçüldüğü, salgılanan adrenalin hormonu ile yağ erimesinin arttığı ve sonuç olarak vücut yağ oranının azaldığı gösterilmiştir.
Obeziteden korunma ve tedavide bireye özgü yaklaşım;

 
   

Sağlıklı beslenme danışmanlığı ve eğitimi
Kilo kontrolü ve yönetimi
Sağlıklı zayıflama programları

   
     

Program hedeflerinin belirlenmesi
Vücut kompozisyonu ölçümleri
Vücut yağ oranı ölçümleri
İdeal vücut ağırlığının belirlenmesi
Bazal metabolizma hızının belirlenmesi
Günlük enerji alım ve harcama düzeyinin belirlenmesi
Egzersiz ve diyet programları

   
                   
       
 

Diyabet (Şeker hastalığı)

 
 

Egzersiz, dokuların insülin hormonuna olan duyarlılığını uyararak glikoz kullanımını arttırmakta ve insülin ihtiyacını azaltmaktadır. Erişkin tip diyabetten (Tip II) korunmada olduğu gibi, diyet ve ilaç tedavisi ile birlikte veya tek başına düzenli egzersiz, tedavide ve uzun dönemde diyabete bağlı komplikasyon gelişme riskinin azaltılmasında yarar sağlamaktadır. İnsüline bağımlı diyabette (Tip I) düzenli egzersiz, uzun dönemde insülin ihtiyacını azaltmakta ve glikoza karşı toleransı arttırabilmektedir.

 
                   
       
 

Osteoporoz

 
 

Osteoporoz (kemik erimesi) en sık rastlanan iskelet sistemi hastalığıdır. Kemik kitlesi, yoğunluğu ve kalitesinde azalmaya bağlı kırılganlık artışı ile kronik ve ilerleyici bir şekilde seyreder. Düzenli egzersiz koruyucu ve ilerlemeyi yavaşlatıcı etkilere neden olmakla birlikte, yerleşmiş osteoporozda da tedaviye yardımcıdır. Egzersizler aynı zamanda kas gücünü, eklem esnekliğini ve sağlamlığını, denge ve koordinasyonu da geliştirerek düşme riskini ve dolayısıyla kırık riskini azaltır.

 
                   
       
 

Hipertansiyon

     
 

Yüksek tansiyon kalbin önünde bir direnç oluşturarak zamanla kalp kaslarının yorulmasına ve damarlarda sertleşmeye neden olmaktadır. Durağan bir yaşam tarzı sürdüren bireyler düzenli egzersiz yapanlara göre %35 daha fazla hipertansiyon riskine sahiptirler. Hipertansiyon gelişme riski yüksek olan kişilerde egzersiz uygulandığında hipertansiyon gelişme riski % 54 daha düşük bulunmuştur.
Bilimsel çalışmalar düzenli egzersizin atardamarların elastikiyetini korumaya ve kan yağlarında düzelmeye katkı sağladığını belirtmektedir. Egzersizlerle kan akımı düzenlenmekte ve uzun dönemde kan basıncı düşmektedir. Bu nedenle egzersiz, ilaçların yanında özellikle borderline (sınır) ve ılımlı hipertansiyonun tedavisinde yer almakta ve ilaç dozunun azaltılmasını sağlayabilmektedir.

 
                   
       
 

Koroner kalp hastalığı

     
 

Koroner kalp hastalığı için risk faktörleri arasında yaş, cinsiyet ve kalıtım gibi değiştirilemeyen faktörler yer alsa da sigara, stres, yüksek tansiyon, zararlı kan yağlarında yükseklik, HDL kolesterolde (iyi kolesterol) düşüklük, obezite ve hareketsiz yaşam gibi değiştirilebilir risk faktörleri de vardır. Bilimsel araştırmalar yaşam biçiminin değiştirilmesiyle birlikte, sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz ve yüksek bir efor kapasitesi edinilmesiyle koroner kalp hastalığı riskinin azaltılabileceğini ortaya koymaktadır.

 
                   
         
 

Astım

     
 

Egzersiz kapasitesini sınırlayan kronik bir hastalık olmakla birlikte, rehabilitasyon programlarında egzersiz anahtar rol oynamaktadır. Yeterli bir yaklaşım sağlanmadığında, fiziksel aktivitenin sınırlanmasına ve gereksiz şekilde spordan uzak kalınmasına neden olur. Önleyici yaklaşım tedavinin temel hedefidir. Egzersiz çalışmalarındaki iki temel strateji; dayanıklılık antrenmanları ile aerobik kapasiteyi arttırarak kardiyovasküler performansın düzeltilmesi ve kas kuvveti- dayanıklılığının arttırılmasıyla daha fazla günlük aktivite ve yüksek iş performansının sağlanmasıdır.

 
                   
  .      
 

Depresyon ve anksiyete

     
 

Düzenli fiziksel egzersizlerin mental sağlığın korunmasında ve düzelmesinde olumlu etkilere sahip olduğu bilinmektedir. Depresyondaki bireyler daha az aktif olma eğiliminde olsalar da, egzersizlerle elde edilen fizyolojik kazanımlar, kişinin hastalığı ile mücadelede motivasyonunun artmasına neden olmaktadır. Düzenli egzersizin klinik depresyon riskini ve orta düzeyde depresyonlu bireylerde major depresyona ilerleme eğilimini azalttığı gösterilmiştir. Egzersiz, depresyon ve anksiyete belirtilerinin azaltılmasında önemli rol oynamakta ve hafif-orta derece depresyonda psikoterapi kadar etkili olabilmektedir.

 
                   
  .        
 

Kronik stres

       

Modern hayatın bir parçası haline gelen kronik stres, vücut direncinin düşmesine, mide rahatsızlıklarına ve uyku problemlerine neden olabilmektedir. Vücudun strese karşı adrenalin hormonu salınışını artırarak yanıt vermesi, kalp ve solunum hızının artmasına, tansiyonun yükselmesine neden olur. Yağ asitleri ve kolesterol kana daha çok salınır ve kan kalınlaşmaya başlar. Stresle mücadele ve olumsuz etkilerin önlenmesinde, düzenli egzersizlerin etkin olduğu pek çok araştırmada gösterilmiştir.

               
.    

Kronik yorgunluk sendromu

   

Nedeni bilinmeyen, günlük aktiviteyi sınırlayan, 6 aydan fazla süren ve dinlenmekle geçmeyen bir klinik durumdur. Bireye özgü, esnek, yavaş olarak arttırılan ve mofidiye edilebilen egzersiz programlarıyla tedavide yarar sağlanabilmektedir.