Doç.Dr. Metin ERGUN

Sağlık, yalnızca hasta veya sakat olmamak değil bedensel, ruhsal ve sosyal yönlerden tam bir iyilik hali olarak tanımlanmaktadır. Sağlıklı yaşamın değişkenlerini fiziksel form, sigara ve stresten uzak durma, doğru beslenme, kilo kontrolü ve düzenli uyku oluşturmaktadır. Fiziksel form ile sağlık arasında pozitif bir ilişki vardır. Form düzelirken sağlıksız olma riski azalmakta ve yaşam kalitesi artmaktadır.
Teknolojinin ilerlemesi ile birlikte yaşamımızın giderek hareketsiz hale gelmesi ve yanlış beslenme alışkanlıkları günümüzde karşılaştığımız birçok kronik hastalığın temellerini oluşturarak sağlıkla ilgili yaşam kalitemizi düşürmektedir. Hareketsizliğe bağlı olarak osteoporoz (kemik erimesi), ateroskleroz (damar duvarında kalınlaşma), obezite (şişmanlık), hipertansiyon (yüksek tansiyon), hiperlipidemi (zararlı kan yağlarındaki yükseklik), depresyon ve kronik yorgunluk gibi birçok kronik hastalık ortaya çıkabilmektedir. Fiziksel olarak aktif olan bireylerin, 2-3 kat daha az koroner kalp hastalığı riskine sahip oldukları bilinmektedir. Durağan yaşam tarzı sürdüren bireyler ise düzenli egzersiz yapanlara göre % 35 daha fazla yüksek tansiyon riskine sahiptirler. Yine ülkemizde erkeklerin % 21.2’si, kadınların da % 41.5’i obezite sınırları içerisindedir.
Düzenli ve uygun egzersizler bu kronik hastalıklardan korunmada veya bunların tedavisinde yarar sağlamaktadırlar. Düzenli egzersizler biyolojik yaşlanmayı geciktirmekte, vücudun çevresel etkilere karşı direnci arttırmakta ve efor kapasitesindeki artışla birlikte günlük işlerin daha kolay yapılabilmesine imkan sağlamaktadır. Yapılan kassal direnç egzersizleriyle kasların kuvvetlenmesi, kassal zayıflıkların giderilmesi ve vücut esnekliğinin arttırılması bireyin denge ve koordinasyon özelliklerinin gelişmesine katkı sağlamaktadır. Egzersizlerle artan günlük enerji sarfiyatı ve yağsız vücut ağırlığının korunması suretiyle kilo kontrolü kolaylaşmaktadır. Ayrıca solunum kaslarının gücü ve verimi artmakta, kalp daha verimli çalışmakta, uzun dönemde kan basıncını düşmekte ve HDL/LDL kolesterol (iyi kolesterol/kötü kolesterol) oranı artmaktadır.
Düzenli egzersizlere başlayanların sigarayı daha kolay bıraktıkları gözlenmektedir. Sigara içmeyen ebeveynlerin çocuklarının sigaraya başlama olasılığı daha az olmaktadır.
Yüksek stres vücudun direncinin düşmesine, mide rahatsızlıklarına, uyku problemlerine neden olmaktadır. Vücut strese adrenalin hormonu salınımını artırarak yanıt verir. Bu da kalp ve solunum hızının artmasına, tansiyonun yükselmesine neden olur. Yağ asitleri ve kolesterol kana daha çok salınır ve kanın kıvamı artmaya başlar. Stresle mücadelede düzenli egzersiz yapmanın etkili olduğu pek çok araştırmada gösterilmiştir. Bütün bu fizyolojik etkilerin yanı sıra sağlanan psikolojik ve sosyal yararlar, bireyin kendini daha iyi hissetmesine ve toplumun bir parçası olarak yer görebilmesine katkı sağlamaktadır.

Düzenli yapılan sportif aktivitenin sağlığa olan olumlu etkilerinin anlaşılması ile birlikte bireylerin spora katılımının her geçen gün arttığı görülmektedir. Örneğin, 2001 yılı mayıs ayında Amerika’nın 500 bin nüfuslu bir şehri olan Pittsburgh’ta düzenlenen maratona 30.000 kişi katılmıştır. Ekim 2001 Washington maratonu için belirlenen 60.000 kişilik kontenjanın ise beş ay önce dolduğu görülmüştür. Genç bir nüfusa sahip olan ülkemizde sportif organizasyonlar ve spora katılım giderek artmakta, ancak henüz arzu edilen seviyelere ulaşamamaktadır. Sağlık Bakanlığı’nın 2005 yılı verilerine göre, ülkemizde düzenli spor yapan kişi oranı yaklaşık %3.5’tur. 31 milyonluk genç nüfusumuzun ancak %1,09’u sporcudur. Ülkemiz için bu veriler maalesef çok düşüktür. Halbuki düzenli ve uygun egzersizler hem ucuzdur, hemde kronik hastalıklar için önleyici ve tedavi edici olmak üzere iki önemli fonksiyona sahiptir. Egzersiz yapmanın yaşı yoktur ve her yaşa uygun egzersiz programları vardır. Özellikle çocukluktan itibaren sağlıklı beslenme ve yaşam alışkanlıklarının kazandırılması daha sağlıklı nesillerin ortaya çıkmasını sağlayacaktır. Hareket hayat demektir. Zaman bulamıyorum diyenler için yaşam biçimini daha fazla harekete yönelik olarak değiştirmek ilk adım olacaktır. Örneğin araba kullanmak yerine yürümek, asansör kullanmak yerine merdivenleri çıkmak, otobüsten birkaç durak önce inerek veya arabayı uzakça bir yere park ederek yürümek gibi. Tabii ki bu örnekler çoğaltılabilir. Sonraki adım ise  düzenli sportif aktiviteye başlamak olmalıdır. Bunun için zaman bulmak zor değildir. Fakat, sağlık sorunu olsun ya da olmasın her birey spora başlamadan önce sağlık kontrolünden geçmeli doğru egzersiz reçetesinin bir hekimden alınması gereklidir. Bu surette egzersiz sırasında karşılaşılabilecek olası sorunlardan uzak kalmak ve bireyin sağlığına katkı sağlayacak doğru programları uygulamak mümkün olacaktır.  Sonuç olarak, sağlık önlemlerine dikkat edilmesi ve sağlıklı yaşamın gereklerinin alışkanlık haline getirilmesi halinde daha yüksek bir yaşam kalitesi elde edilecek, toplum sağlığı bundan olumlu etkilenecek ve yüksek sağlık harcamalarından tasarruf edilecektir. Sağlıklı bir yaşam dileğiyle.

Doç. Dr. Metin ERGÜN
Spor Hekimi